facebook twitter linkedin vcard picasa

Anadolu Terapi Teknikleri, Eski Türk uygarlıklarında, Osmanlı'da ve Selçuklular'da uygulanan psikolojik tedavi yöntemleri

Köklerimizden öneriler

İbn-i Sina'dan emziren anneler için öneriler:

Çocuk 2 yaşına kadar emzirilmeli, emziren anne sağlıklı, iyi ahlaklı olmalı, çabuk kızmamalı, üzüntülü olmamalı ve korkmamalı.

Eğitim önerileri: Çocuk sütten kesilince kötü huylar edinmeden hemen eğitimine başlanmalı. Çocuğun ilk eğitimi ahlak eğitimidir. Çocuk iyi arkadaşlarla beraber olmalı, hataları uygun şekilde düzeltilmeli, yanlışlarını düzeltmede aracılar ve öğütler kullanılmalı, suç işlediğinde gerekirse ceza verilmeli; ancak bunun için acele edilmemeli, Çocuğa baskı yapılmamalı, baskı onu kızgın, korkak ve hüzünlü yapar ya da her şeye kayıtsız bir kişilik oluşturur.

Mevlana'dan düşünce düzenleyici öneriler

* Günümüz psikoterapilerinin vazgeçilmezi olan düşünce-duygu-davranış ilişkisinin temellerini Mevlananın eserlerinde görmek mümkündür. Mevlana düşüncenin gücünü, düşünce ile duygu-davranış arasındaki ilişkiyi 1300 lü yıllarda net bir şekilde ifade eder:

Mevlana'ya göre önce düşünce vardır.

*Sen ancak bir düşünceden ibaretsin. Ondan başka neyin varsa, kemiktir, ettir. Eğer düşüncen, manevi varlığın gül ise, sen de gül bahçesisin.

* Her sanatın, her hünerin aslı, temeli, mayası, hayalden, düşünceden başka nedir ki? Sen düşünceyi, fikri bir adam farz et. Çünkü insan, düşünceyle insan sayılır, değerlenir, canlanır.”

* Mevlana düşünce ve eylem arasındaki ilişkiyi ise şu şekilde açıklar: Önce düşünce vardır, sonra bu düşünce eyleme dönüşür.

*Mevlana düşünce ve duygu arasındaki ilişkiyi ise şu şekilde ifade eder: "İçimize doğan, bizi rahatsız eden şeytânî düşünceler, hayâller, vesveseler kalbimize batan, görünmez dikenlerdir (BDT ye göre: Olumsuz düşünceler olumsuz duygular oluşturur). Bu dikenler, bir kişiden değil, binlerce kişiden gelip kalbimize batmaktadır (BDT ye göre: Olumsuz otomatik düşünce bombardımanı).”

.

 

 

Eski Türkler'de, Selçuklular'da ve Osmanlı'da uygulanan psikolojik tedaviler.

 

Türklerde müzikle tedaviBir çok alanda olduğu gibi psikoloji ilmi ve psikolojik tedaviler alanında da Türk islam kültürü köklü bir geçmişe sahiptir. Orta çağda batılı ülkelerde psikolojik sorunları olan hastalar ruhlarına şeytan girdiği düşünülerek işkencelere maruz bırakılırken, Anadolu'da bu tür hastalara hasta olarak bakılmış, Emeviler döneminde 707 yılında başlayan ilk hastane çatısı altındaki tedaviler 1154'te İbn-i Sinanın çalıştığı Nurettin Hastanesinde, 1488 de ise Darüşşifa hastanelerinde müzikle, telkinle, su sesiyle ve ilaçlarla yapılmıştır.

Burada öncelikle önemli olan, uygulanan yöntem ve tekniklerden ziyade psikolojik sorunları olan kişilerin Anadolu'da "Tedavi gereken Hastalar" olarak kabul edilebilmiş olmasıdır.

İzlemek için resme tıklayın

Batıda şeytan, Doğuda hasta tanımlaması

19. yüzyıla kadar batı dünyasında ruhsal bozukluğu olan hastalar şeytan tarafından elegeçirilmiş insan görünümünde varlıklar olarak tanımlanmıştır. 1818 yıllarında ruhsal hastalığı olan bir kişi Fransa'da canilerden daha kötü muamelelere ve eziyetlere tabi tutulmuştur. Batı toplumunun bu yaklaşımına karşın İslam ülkelerinde ruhsağlığı bozuk kişiler hastanelerde çeşitli ilaçlarla, müzikle ve seslerle tedavi ediliyordu. Örneğin Emevi Halifesi Velid Abdulmelik tarafından 707 yılında yaptırılan hastanede rusal sorunları olan hastalar için özel maaşlı hekimler çalıştırılmış, özel tedavi odaları yaptırılmıştır. 1847 yıllarında ise Bağdat'ta ruhsal rahatsızlığı olan hastalar için ruh sağlığı hastaneleri kurulmuştur. Türk devletlerinde de islam öncesi ve sonrası ruhsal hastalıklar çeşitli şekillerde tedavi edilmeye çalışılırdı, şamanlar bunların başlıca örnekleridir. Kırgızlar, Hunlar ve Selçuklularda da çeşitli rusal tedavi uygulamaları yapılmıştır. Selçuklular döneminde ise Afyon'da Karacaahmet, Burdur'da Melek Dede, Erzurum civarında Deli Baba isimli türbelerde aynı zamanda hastalarının tedavisiyle uğraşan tekkeler olduğu bilinmektedir. Yine Selçuklularda Gevher Nesibe Bimarhane’sinde müzik, telkin ve sıcak su ile tedavi uygulamalarının yapıldığı yazılı kaynaklarda mevcuttur. Osmanlı döneminde; İstanbul'da; Haseki hastanesi, Süleymaniye külliyesi, Atik valide hastanesi, Edirne'de; müzikle tedavi uygulananan Beyazit külliyesi bu tedavi merkezlerine örnektir. Osmanlı metinlerinde ruhsal bir sıkıntı olarak kabul edilen hafakan tedavisinde elma, nilüfer, nar şarapları ile gül, menekşe, kâfur, mersin, tavuk, reyhan, süt çürüğü gibi ürünlerden yapılan yiyecekler tarif edilmiştir (Hatunoğlu, 2014). .

 

müzikle terapi tedaviBilindiği gibi psikoloji bilimi, batı uygarlığında sanayi devriminden sonra Felsefe biliminden ayrılarak ayrı bir bilim haline gelmiştir. Psikiyatri biliminin gelişimi, ilaçla ve terapi ile tedavi yöntemlerinin uygulanışı ise Anadoluda kurulan Nureddin Hastanesinden tam 8 asır sonra yani 19. yüzyılda başlamıştır.

 

 

Türklerde gerek islam öncesi gerekse islam sonrası akıl hastaları için bir çok psikolojik tedavi uygulaması yapıldığı görülmektedir. Bunlardan en yaygın olarak kullanılan yöntem Selçuklular ve Osmanlılar döneminde uygulanan müzikle tedavi yöntemidir. Bu amaçla çeşitli şifahaneler klurulduğu görülmektedir.

 

Ruh hastalıklarının müzikle tedavisini sistematik bir şekilde uygulayan ve buna öncülük yapan Türklerdir. Müzikle tedavinin batı ülkelerinde sitematik olarak kullanımı ise 2. dünya savaşından sonra başlamıştır (Eren ve Atıcı, 2010).

ibn-i sinaİbn-i Sina

980 yılında Özbekistan'da doğan İbn-i Sina, batılılarca Orta çağ modern biliminin kurucusu ve hekimlerin önderi sayılmıştır, tıp kitapları asırlarca baş eser olarak okutulmuştur. İbn-i Sina, Ruhbilimin metafizik ile fizik arasında bağlantı kuran ve iki bilimden de yararlanan bir bilgi alanı olduğunu savunmuştur, Ruhbilimini Akıl ruhbilimi; deneysel ruhbilim ve  tasavvuf ya da gizemci ruhbilim olarak üç ana bölüme ayırmıştır: .İbn-i Sina da psikolojik sorunların müzikle tedavi edilebileceğini savunarak müzikle tedavi yöntemleri geliştirmiştir.Şifa ve Kanun isimli önemli bir baş yapıt yazmıştır.

Köklü kültürümüzde varolan bu yöntemler ve yetişmiş bir çok ilim adamı günümüz psikoloji bilimiyle ilgili çalışmalarda pek yer almaz. Oysaki Türk ve Dünya düşünce tarihine damga vuran bu çalışmalar başta günümüz psikolojik tedavi uygulamalarında, pedogoji de, iletişimde, tıpta ve diğer bilimlerde mutlaka yer almalıdır.

Bu sayfamızda Köklerimizde varolan büyük üstadların psikoloji ilmi ile ilgili görüşlerini paylaşacağız.

Hazırlayan: Klinik Psikolog İlhan BOZKURT

Kaynakça:

Yahya Akyüz, Türk ve Dünya Eğitim tarihinde İbn-i Sina

Eren ve Atıcı: Selçuklu ve Osmanlı'da müzikle tedavi yapılan Hastaneler

 


APDER'

demo-image

 

vaka analizleri
ücretsiz eğitim ve seminerler